Osman Ertuğrul oğlusunun
Oğuz Karahan neslisin
Hakkın bir kemter kulusun
İslâmbolu aç gülzar yap.
I. Sultan Osman
—-
Al yanına bir dilvünaz
Gönlünce gez zevk et bu yaz
Baştanbaşa işte Boğaz
Gönlünce gez zevk et bu yaz
Göksuyu atma bir yana
Küçüksuyun âlâ sana
Çubukluda ey dilrûba
Gönlünce gez zevk et bu yaz
Sultaniye şahanedir.
Hünkâ suyu bir tanedir
Bu demde gam cananadır
Gönlünce gez zevk et bu yaz
Tıflı Çelebi – 17. Asır
—-
Her yandan yükselip birbirine karışan serviler, minareler, gemi serenleri, ağaçların yeşilliği, beyaz kırmızı evlerin renkleri, bunların altına mavi örtüsünü seren denizle, yukarıda başka bir mavi açan gökyüzü, hayranlığımı uyandırıyordu. İstanbul, dünyanın en güzel yeridir diyenler hiç mübalâğa etmiyorlar.
Chateanbriand
—-
Le teftehennel Kustantaniyyete feleminel emiru emiruha Veleminel ceyşu zalikeleyş.
(Siz elbette İstanbulu fethedeceksiniz. Okumandan ne mesud ve ne iyi kumandandır. O askerler ne talihli ve iyi askerlerdir.)
Hazreti Muhammed
—-
Fethi İstanbul` a fırsat bulamadılar
evvelun
Fethedip Sultan Mehmet dedi
tarih (ahirun)
852 Hızır Bey
—-
Tabiat sanki İstanbulu dünyanın payitahtı olmak üzere yaratmıştır.
Kanunî Sultan Süleyman nezdinde Viyana Sefiri Busbecq
—
Sanasın bağı cennettir Edirne, Bursa, İstanbul
Güzellerle müzeyyendir Edirne, Bursa, İstanbul
Bursa kaplıcasında Edirne Tunca nehrinde
Stanbul Kumkapısında deniz melekleri oynar
Evliya Çelebi Seyahatnemasinden
—-
Şehr-i Sitanbulun ne güzel merdûmanı kim
En sâde-levhi nâzik olur müktedân olur
Bî-harf-i telh kim var ise hâk-i şehrdir
Ebnâyi şehr cümlesi şîrin-zeban olur
Husn-i nemek-be-dûş bulunmaz kenârda
İstanbul içre Nâbi o da Râygân olur
Nâbi
—-
Salındı iyd irişdi yine hubânı Sitanbulun
Yine ârâste olsun karâmanı Sıtanbulun
Safalar kesbedüp uşşak olunsun merhaba yer yer
Vefa meydanınza gelsün civânânı Sıtanbulun
Döner hurşid-i âlemtabınagerdun-i gerdânın
Binüp Dûlâba her bir mah-ı tâbânı Sıtanbulun
Semend-i naz ile yüğrük civanlarseyre çıksunlar
Pür olsun hûblarla At meydanı Sıtanbulun
Bu şi`rin bak budur Yahyâ ki gayet bînazîr oldu
Pesend eylerse lâyık ehl-i irfanı Sıtanbulun.
Şeyhülislam Yahya
—-
İstanbul beldesi Avrupanın kenar sahilinde, Asyaya karşı kurulmuş bir malikei deryadır, ki manendi ziri eflakte mer` i olmaz, ilâheyi âyinei abdarı olan Safhai halicinde münakis sureti bikararıdır. avazei cihangiri uzaktan işedenlere bir mertebe hoş gelir ki manzarası dilküşasını yakından temaşa etmeye kulaktan aşık olmamak muhali mutlaktır. Hasretülmilel unvanına mazhariyet nabeca mıdır?
Şinasi
—-
İlm ile marifete cay-i kabûl
Olmaz illâki meğer İstanbûl
Olmağâ mîve-hor-î bağ-i hüner
Olmayâ şehr-i Sıtanbûl kader
İtsün İstanbul Allah ma` mûr
Andadır cümle me`lâlî umûr
Mevlid ü menşe-i ashâb-ı himen
Terbiyet -hane-i esnaf-ı ümen
Ne kadar vâr ise ashâb-ı kemâl
Heb Sitanbulda bulur istiklâl
Her kemâl anda blur mi`yârın
Her hüner anda görür mikdârın
Andadır mertebe-î izz ü şeref
Gayri yerlerde bulur ömr telef
Heb revâcînı bulur bî teşvîş
Zâyi olmaz hüner andâ kem-ü bîş
Bulunur câh ü menâsıb andâ
Turuk u kat-ı merâtib andâ
Ne kadar âlemi devr itse sipihr
Bulmaz İstanbula benzer bir şehr
Hüsn ile görmek ile müstesnâ
Anı agûşuna çekmiş deryâ.
Nâbi
(Hayriyye` den)